Bugünlerde bilgisayarımda hep bu cd açık.
Dr. Neslihan İskit'le sakin sakin, minik egzersizler yapıyorum.
Düzenli yoga sayesinde fiziksel kondisyon sağlanıp, duruş bozuklukları gideriliyormuş. Gerçekten de her sefer sonunda kasların biraz daha açıldığını, belimin, kalçamın rahatladığını hissediyorum. Hamilelikle alınan kilolar, özellikle burnuma ulaşan karnım bir yük gibi yığılmıyor üzerime :)
Yogalıyorum
30 Ağustos 2008 Cumartesi
Dön bebeğim...
Hamileliğin son günleri çok rahat ve sorunsuz geçiyordu, hem benim hem de miniğim için. Ta ki düne kadar..
Dün ciddi bir kontrolden geçtik. Artık normal-sezaryan kararını vermemiz gerekiyordu. İlk baştan beri normal doğumu istiyorduk aslında eyp ile. Sıramızı beklerken birden sancım başladı hafif hafif. 1 gece önce de ilk kez değişik bir bel ağrısı deneyimim oldu, ntkum tutuldu heyecandan :)
Hemen nst'ye bağlandık. Tabi bu arada ben 1 gün sonra evde olabilecek olan kaptanımızı düşünüyordum. Annem de can sıkıntısından hazırladığımız hastane çantasının yerini tarif ediyordu S.anneme. :)
Neyse ki korkulan olmadı. Doğuma 3 hafta kadar vaktimiz var. Heralde nstden babasının 'Sakın ben gelmeden doğmasın, nolur' dediğini duydu miniğim.
Zaten en önemlisi hala doğum pozisyonunu alamamış olmasıydı. Şimdiye kadar çoktan başının aşağıda olması gerekmiyor mu?! Artık 10 eylüle kadar daha fazla yürüyüş, daha fazla yoga zamanı. Tabi bu dönüş zorluğunda miniğimin, babası artık Tosuncuk diyo, 3400 gr'a ulaşmasının da bir etkisi olabilir sanırım. :)
Bodrum'dan bir İlhan Berk geçti...
28 Ağustos 2008 Perşembe
Turkcell Süper Lig!! Artık başlasın!!!
23 Ağustos 2008 Cumartesi
Yılların futbol izleyicisi Abijim'in futbol yaşamı, izleyici olarak, annemin bağladığı bebek bezini bol bol doldurmak suretiyle, dedemin kucağında İzmir Atatürk Stadı'nda Altay-Fenerbahçe maçıyla start almış ve o günden beri dur durak bilmemiştir.
Askerlik sonunda yaptığı inanılmaz kontratakla Hacettepe Spor Kulübü'nde fizyoterapistliğe başladı ve yeşil sahalara çok hızlı girdi :)
Şimdi dedem ve hatta ananem başta olmak üzere tüm aile, Hacettepeli olduk, her hafta onu takip edeceğiz.
Bu hafta Bursaspor'la başlıyor.
Kolaylıklar, bol gol, az sakatlıklar diliyorum :)
Olimpik Olaylar 3
22 Ağustos 2008 Cuma
Olimpik Olaylar 2
Olimpik Olaylar 1
Bugünlerde eyp ile sıkı takip ettiğimiz Pekin Olimpiyat Oyunları, çok renkli, coşkulu başladı ama tarihte hep böyle hatırlanmıyor Olimpiyatlar.
En önemli karelerden biri bu, 1968 Mexico City Olimpiyatları'nda yaşandı.
17 Ekim 1968'de erkekler 200 metrede yarıştı. Aynı okul mezunu olan Tommie Smith 1., John Carlos ise 3. oldu. Bir diğer ortak yönleri 'zenci' oluşlarıydı. Ülkeleri ABD'nin milli marşı başladığında Smith, sağ elini, Carlos, sol elini yumruk yaptı, 'Kara Güç' duruşuyla başları önde dinlediler marşlarını, ayaklarında ise ayakkabısız siyah çorapları vardı, Amerika'daki zencilerin fakirliğini simgeleyen.
Bu protestoya, 2. olan Avusturyalı 'beyaz' Peter Norman, İnsan Hakları İçin Olimpik Proje (OPHR) rozeti takarak sessizce destek verdi.
38 yıl sonra Ekim 2006'da vefat ettiğinde tabutunu taşıyanlar arasında Tommie Smith ve John Carlos vardı.
Kaynak: Gazete Odtülü
12 Ağustos 2008 Salı
Babası öldü.
Yetim büyüdü.
Üvey evlat oldu.
Tutuklandı.
Hapse atıldı.
Sürüldü.
İşsiz kaldı.
Şöyle yazıyordu o sıkıntılı günlerde kaleme aldığı günlüğüne;
'Harcamalarım
fazla değil, zira gelirim hep az.'
Hastalandı, böbreklerinden.
Vuruldu, göğsünden.
Mesleğinden atıldı.
İdama çarptırıldı.
Kardeşleri öldü.
Çocuğu olmadı.
Boşandı.
Karaciğeri iflas etti.
Evladı olmayan bir yetimin, duygularını anlatın...
Anlatın ki, o yetimin, evlatlarımıza bıraktığı hediyenin kıymetini anlasın evlatlarımız.
Cumhuriyet, çocuklara anlatıldığı gibi, folklorik bir müsamere coşkusundan
ibaret değil çünkü...
Anlatın ki, kökeninde barınan derin hüznü kavrasınlar.
Gülhan, bize de gelsene!!!!
Gündüzleri yeni alışkanlığım Gülhan'ın Galaksi Rehberi.
Aslında kışın da arada izlerdik eyp ile ama şimdi tekrarlarını buldum, kaçırmıyorum. :)
Hafta içi hergün 14.00'te Tv8de yayınlanıyor bu rehber program. Ama diğer gezelim, görelim, yiyelim, içelim, arada bir iki küçük çocuğa büyüyünce ne olacağını sorarız, teyzeleri kızdıralım doldururuz programı zihniyetinden çoook farklı bir program bu.
Bugün Üsküp'teydi ve süperdi yine.
Gözün kör olmasın Morgan, sen de mi?!?!
9 Ağustos 2008 Cumartesi
Artık "yardımcı erkek"likten kurtulup esas oğlan olması gereken bir oyuncudur Morgan Freeman.
Geçirdiği trafik kazasıyla sevenlerini- zaten sevmeyeni yoktur heralde- çoook üzmüştü.
Ama özel hayatı şu haberle epey sarsılmış görünüyor. Üzücü...
Yardım zamanı
4 Ağustos 2008 Pazartesi
Az önce tvde izledim.
Antalya'daki yangında evlerini, tüm eşyalarını, tek geçim kaynakları olan traktör ve hayvanlarını kaybeden köylülere 2000 ytl yardım yapılacakmış. Hangi ihtiyaçlarını, ne zamana kadar karşılayabilir bu para? Tabi ki herşeyi devletten bekleyemeyiz ve bu gibi durumlar insanlığımızı, yardımseverliğimizi göstermek için birer fırsat olmalı.
Bu yüzden epeydir giymediğim, dolabın bir köşesinde atılan ve doğumdan sonra da belki hiç giymeyecek olduğum giysilerimi seçtim, yıkadım, göndermek için hazırladım.
Aynı şeyi yapmak isteyenler- özellikle bebeğinin küçülen giysileri olan blogger anneler-
Manavgat Belediyesi'nin bu yardımlar için telefon numarası: 0242 746 1393- Dahili 154 ve 226
Adresi: Manavgat Belediyesi
Manavgat/Antalya
Telefondaki kibar bayan herkesin çok büyük yardıma ihtiyacı olduğunu ve Manavgat Belediyesi'nin bu yardımları onlara güvenilir bir şekilde ulaştırdığını söyledi.
Cebinizden sadece ufak bir kargo ücreti çıkacak, sayenizde bir yüz gülecek, siz de güzel birşeyler yapmanın huzuruyla uyuyacaksınız bu gece.
Yüzyılın Aşkları
2 Ağustos 2008 Cumartesi
Günlerdir haberleri içim acıyarak izliyorum.
Güngören vahşeti, Konya yıkımı, Antalya yangını, Suna Pekuysal, Osman Yağmurdereli...
Sonuncusu ise tüm bunların gölgesinde sessiz sedasız olup bitecek, kimse umursamadan..
İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad, Türkiye Cumhuriyeti'ne gelecek ama tatlı canı Anıtkabir'e gitmek, Mustafa Kemal Atatürk'ü ziyaret etmek istemiyor.
Buna şaşırmamak gerekir zaten.
Ama işin ilginci, tüm program beyefendinin bu tercihine göre değiştiriliyor, işler punduna uyduruluyor.
Aslında buna da şaşırmamak gerekir artık, biz böyle bir ülke olduk.
Miniğimle başbaşayız.
Kaptanımız- sezonun son olduğunu umut ettiğimiz- turuna çıktı.
Bu sonuncusu biraz vurucu oldu. 15 gün gibi görünüyor.
Bizimkisi epey yoğun geçen bir evlilik :) 2,5 yılı bulan evliliğimize 3 sezon, 1 askerlik sığdırdık, epey ayrı kaldık birbirimizden ama hayatımızdaki herşey 2002 kışındaki kadar güzel :)
Hatta çoğalarak güzelleşiyor. :)