Ölsün mikroplar!!!

2 Aralık 2009 Çarşamba

eyp'den sonra burçlara inanır oldum.
Başaklar titiz olurmuş. Titizlik ne kelime?!
Durup dururken kokular gelir burnuna. Odaları havalandırmak lazımdır hep. Neredeyse her çıkışında tuvaleti cifler (Ciflemek de yeni türedi) Ütüsüz boxer, en sinir olduğu şeydir. Kredi kartını kaybet ama atletlerini, boxerlarını ütüsüz bırakma. Geçen sene, 'Seneye 2 bebekle evde boxerını bulabildiğine şükredeceksin.'demiştim. Ama olmadı tabii öyle bir durum. Çocukların giysilerini ütülerken onlara da basıyorum bir ütü.
Diğer kaptan eşleriyle, arkadaşlarımla konuştuğumda anlıyoruz ki bunun en büyük nedenlerinden birisi deniz hayatı. Çok küçük yaşlardan beri deniz üstünde çalıştıklarından özellikle tuvalet, banyo, çarşaf, havlu vs temizliğine çoook önem veriyorlar. Hiç acımadan söyler, yardım eder..
Bir de bunun minik versiyonu türedi evin içinde. Küçük başak Melek Güneş, elektrik süpürgesi çalıştığında peşindedir hep. Kalan minik püstükleri bulur çıkarır, pimpirik kaynanalar gibi elime verir 'Anneeee' diye.




Dün akşam yine böyle kokular geldi eyp'nin hassas burnuna. 'Pazar günü çocuklarla anneme inin, ben dip bucak girişeyim.' dedi. Evet aynen bu cümleyi kurdu ve ben dellendim yine :) Çoğu kadının imrendiği bu durum bazen böyle sinirini bozabiliyor insanın. Dip bucak girişilecekse ben rambo kılığıma bürünür dalarım her türlü ama koltuk çekme, halı yüklenme gibi klasikler beni aşar çoğunlukla.
Sabah olunca mg ile yaptık kahvaltımızı, Ya Allah dedim giriştim işe. Çok minik bir evimiz var bahsetmiştim daha önce. Açık mutfak ve salon koltukları tıkma tıkıs oluyor. Hepsi sadece derin temizliklerde yerinden kıpırdayabiliyor, milimetrik şekilde yerleştiriliyor. Ya kolona denk geliyor ya da kalorifer borusuna.
Halıları attım balkona, koltukları çektim ortaya. Hakkaten temizlik zamanı gelmiş aslında. Mis gibi sildim, parlattım. Ama iş koltukları eski haline getirmeye gelince durdum kaldım. Bir yanda kalorifer borusuna toslayan Tv ünitesi, bir yanda sıkış tepiş kalan ikili koltuklar, bir de onların arasında dolanan Melek Güneş...
Cinnet geçiren EÖ(27) şeklinde attım kendimi balkona.
'Aaanneeeee!!!'
Yetişti yine S.annem sağolsun ama yine olmadı yapamadık. Derken sucu çocuk geldi, 'Abla sizin su bitmiştir diye geldim!' Baktım gerçekten de damacananın dibi görünüyor. O da bizi kan ter içinde görünce yüklendi tekli koltuklardan birini. Onu yerleştirince diğerleri puzzle parçaları gibi sıkıştılar yerlerine.
Bakalım şimdi akşama eyp gelir 'Beni niye beklemedin!?' diye :P Benim babam böyleydi. Annem 'Toz şeker bitti.' derdi. 'Bitmedi ama alayım hadi' diye manalı manalı konuşur. Akşam mutfak dolaplarının birinde sıkışıp kalmış şekeri bulur annemi delirttirdi.

5 yorum:

Stil Direktoru dedi ki...

Amanın bacım kaptırma ilk sene evlendiğimizde bende bu moddaydım aman sakın sarma cicim, baban da alem adammış hehe :)

elfeyp dedi ki...

Bana da uğrarlar böyle arada edacım :) Bir de melek güneş yerlerde olduğu için saç, toz rahatsız oluyorum. Babacım da süperdir yani :)

ELİF dedi ki...

Kızlar annelerinin kaderlerini yaşarlarmış çoğu zaman:))) Benim eşimi de görsen bıraksan eve 1 hafta tek başına evi fareler sarar o derece:))

benden, bizden... dedi ki...

okurken yoruldum :) ellerine sağlık valla ben hap kaytaracak yer arıyorum genelde de buluyorum çok takdir ettim :)

elfeyp dedi ki...

Duymuştum öyle bir laf ben de hep babama benzesin diye dua ederdim :)

Poh Pohcum, 2 çocukla ipin ucunu kaçırırsam hayatta toparlanamam. O yüzden durum bu son zamanlarda :)