Orda bir ada var uzakta...

19 Ekim 2010 Salı

Bunu da Abijim seçmişti.
Annemler için yaptım.
Bütüne bakacak olursak minik tefek çok unsur var ama zevkliydi.
Bir de en önemlisi bunu 2 kez yaptım. Şöyle ki;
Puzzle halım İzmir'de, getiremedim daha.
eyp'nin tersanede kestirdiği tahta üzerinde yapıyorum.
Çocukların uyanmasına yakın tahtayı koltuğun altına saklıyorum.

Geçenlerde neredeyse bir avuçluk birşey kalmıştı. Nasıl sevinmiştim. Birkaç gün önce Melek Güneş bana, 'Koltuğun altında bişey var anne!!' demişti.
Yok, yok falan deyip dikkatini dağıtmıştım. bu sefer de çok ittirmemişim heralde tahtayı, bir de kıllandı tabi bi kere, görecek illa ne olduğunu.
Yatak odasından elektrik süpürgesini alıp salona dönme süresinde neler yapılabilir, onu gördüm. Minik parmaklarıyla çeke çeke tahtayı çıkarıp puzzle ı avuçlamaları birkaç saniye sürmüş. Çok fena bir hale büründüm.
Beni böyle görmelerini istemezdim ama birbirine bağlı 2 parça bile bırakmadan nasıl bozdunuz!! Ufak çaplı bir çığlık, bağırış.. ilk kez yaşanan bu çekişmede gördüm ki, bu tür anlık öfke krizleri çocukları fena etkiliyor. Ya da benimkiler alışık olmadıklarından öyle oldu :)
Melek Güneş benden daha çok sinirlendi, şuursuz çığlıklar attı epey bir süre. Uluç Ege'min ödü bokuna karıştı resmen. Hay nerden bulaştım bu işe diye bi posta da o ağladı, daha çok ablasından korkudan.
Ortalık biraz sakinleşince- 5-10 dk kadar sonra, Uluç Ege kucağıma gelip sırnaşmaya başladı.
Melek Güneş, karşı koltuktan, 'Anne bak düşmüştüm, bacağıma bak, doktorculuk yapalım mı?' diye damardan girdi.
'Ama ben çok üzüldüm, özür dileyip barışalım mı?' dedim.
'Yamuşalım, o zaman.' dedi.
Bu yaramazlıktan geriye 1 eksik parça kaldı. İnternette kayıp formu doldurdum. Bu hafta gelir umarım..
Sonunda, böyle bir hediyem oldu annemlere..
Büyükada- Dönüş Yolu
Kenan Çizer Erçel

0 yorum: