Av Mevsimi, Bir Bodrum Gecesi

8 Aralık 2010 Çarşamba

Geçen akşam eyp ile cinema gecesi yaptık.
Oasis'e ben sürdüm, gece :))
Bence fena değildim. Park yeri ararken bir arabaya sürtüş hariç. Zaten çok minik birşeydi, bizim arabada birşey yok, sanırım karşıda da yok. Sıvışıverdim ustaca bir manevrayla çünkü dönüp bakmadım:P Biliyorum ayıp oldu ama ufak birşey :(
'Sağ salim geldik ya!' dedim.
'Öldürseydin bari bi de!' dedi.
Araba konusunda benim kadar tembeli yoktur. Bana kalsa fizana kadar dolmuşla gidebilirim. Ver parasını, uzat ayaklarını götürebilen götürsün işte. Sağdan geldi, kıvır, soldan geldi hızlan, park yeri ara, topla topla, bire al, üçe geç...Hiiiiç bana göre değil..




Filmden önce eyp'nin klasik bana göre lüzumsuz para harcamaları vardı. İlle bir yerde oturulacak, 2 liralık kahveye 10 lira verilecek, hayır çıkmadan tatlımızı da yemişiz pastaya ne lüzum şimdi..
Çoook güzeldi ama hepsi de. Yerken bir taraftan kuzucuklarım geldi aklıma, vicdan yaptım. Güneş, krokanlıya bayılır mı, Uluç çileklerini hüpletir mi...
Babam biz küçükken arkadaşlarıyla kornet yemiş, ilk çıktığı zamanlarda, sene 1960'lar :P
İçine sinmemiş hiç, akşam bize de getirdi. 'Oooo, biz hergün yiyoruz bunu!' demişti abim..

***




Film, Av Mevsimi..
Bir sürü olumsuz eleştiri duydum ama yine de görmek istedik. Bence çok da fena değildi. İzlenebilir, hatta sadece Cem Yılmaz'ın Hayde sahnesi için bile...
Şener Şen bana baygınlık verdi bu filmde. Aynı derviş ifadeler, lafı gediğine koymalar..Biraz şaşırtsa artık fena olmaz..
Fazla detay vermekten nefret ederim. Bu kadarcık anlatıyorum, tavsiye eder miyim? Evet...

1 yorum:

Deniz dedi ki...

ooohh eller havaya:))