Deli?!?!

5 Şubat 2011 Cumartesi

Melek Güneş bugün bana deli dedi gülerek, çok sevdiği kalabalık bir grup içinde. Bir sessizlik oldu benim tepkimi görmek için..Kaşlarımı biraz çatarak 'Efendim, anlamadım.' dedim.
Bu halime pek alışık olmayan MG tekrarladı 'Delisin sen!'
İkinci söyleyişinde basbayağı biliyordu kötü birşey söylediğini, beni incittiğini..
'Ne demek o? Ben sana hiç öyle kötü şeyler söylüyor muyum?' dediğimde sesimin tonu da epey sertti. 'Bi daha söylemek yok.' dedim, ağlar mı diye merak ettim.
Başını öne eğip neredeyse birkaç dakika parmaklarıyla oynadı, kafasını kaldırmadan kaşlarını çattı, düzeltti, birşeyler düşündü. Ona seslenenlere, dikkatini dağıtmak isteyenlere pas vermedi. Sonra yavaştan muhabbet açmaya başladı bizim kuzene. 'Derya, babanemin çiçeğini gördün mü? Yaprakları yeşil.. vs.. Yanımdan geçerken gözucuyla bakıştık, bu sefer sert değildim ama kırgınmışım gibi davrandım, asında gerçekten kırılmıştım. Bikaç dakika sonra 'Ben üzülmüştüm, barışalım mı?' dedim..'Oluuuur' dedi nazlanarak, yanağımı öptüğünde şaşırdım, demek ki hatalı taraf olduğunu anlamıştı, bu bir çeşit özürdü..






Yıllar önce daha ortada çocuğun fikri bile yokken, her hafta Üstün Dökmen'i izlerdim, Küçük Şeyler..
Size karşı hoşlanmadığınız birşey söylerse, şiddet uygularsa.. vs söyleyeceğiniz tek cümle, 'Ben sana hiç böyle yapıyor muyum?' Tabi bunu söyleyebilmek için, gerçekten aranızda böyle kötü bir anı ya da belirgin bir durum olmaması gerekiyor. Ona sizin de daha önce gerçekten kötü bişey söylememeniz, onu rencide etmemeniz..
Biraz zor, hepimiz anneyiz..
Bir yanımız çooook yorgun, bir yanımız çoook genç..
O, mızırdanarak birşeyler isterken, bünyemiz yıllar öncesinin şuursuz alışverişini, sabaha dek süren kız arkadaş sohbetlerini, sevgilimizle romantik birkaç anı özlemiş olabiliyor.
'Sabır taştığında birkaç saniye durun.' diyordu bir dergide geçenlerde, 'Durun ve bu anın fotoğrafını çekin. Sizin için şu stres yüklü, gergin, yorucu an yıllar sonra gülümseyerek hatırlayacağınız, deli gibi özleyeceğiniz bir an olacak..Kendi keyfinizi, onun moralini bozmak yerine bu anın tadını çıkarın..'
Göz açıp kapayıncaya kadar geçen zaman, bizi annemizin koynundan çekip çıkardığı gibi, onları da alıp bambaşka hayatlara sürükleyecek..
Bir daha hiçbir zaman elleri bugünkü kadar minik olmayacak, yarın bile farkedemediğimiz bir şekilde büyüyecek..
Ben bugün benim için en anlamlı öpücüğü aldım. Uyumaya direnirken ben 'Hadi artık yorma beni..'dediğimde 'Sen üzülme, ben seni çok seviyorum, hemen uyurum..' dedi. Hemen uyudu mu, hayır ama gözlerimi doldurdu, iyi ki doğurmuşum dedirtti...

5 yorum:

senem dedi ki...

Ne güzel bir yazı olmuş bu Elf!! Gerçekten de hep koynumuzda kalacaklar sanıyoruz ama bir bakacağız ki kendi yollarında yürüyorlar. Ben de bazen gece Neva ile yanyana yatıp onun uyumasını beklerken, bu süre uzadıkça sabırsızlanıp oflayıp puflarken, bir silkiniyorum ve yıllar sonra aslında bu huzurlu anları ne kadar da özleyeceğimi düşünüyorum. :)

Öperim o minnacık elleri...

elfeyp dedi ki...

Biz de sizi öpüyoruz çok..Huzurlu uykular..

YesiM dedi ki...

Gercekten ne guzel bir yazi olmus bu boyle, cocuklarin elele uyurkenki fotograflarina da bayildim, masallah!

elfeyp dedi ki...

Teşekkürler, yeşim..Öpüyoruz..

uğurlu gelecek dedi ki...

çok akıllılar çok fenalar. bazen çat çut vuruyor yağız canım acıyor üzülüyorum diyorum gelip hemen öpüyor sarılıyor aklı sıra özür diliyor. yazın çok güzel olmuş çok içten..