Bir sonbahar sabahını daha Melek Güneş'in cümükleriyle karşıladık.
Oysa herşey ne güzeldi.
İzmir'e gittik geçen hafta. eyp'nin 3 günlük turunu öğrenince paldır küldür bavul hazırladım. Üni günlerinde otobüse kucağında çocuğuyla binen kadınları görünce burun kıvıran, bize uyku yok yine diye mp3 player'ın sesini sonuna kadar açan ben 1 ve 2 yaşındaki 2 bebeciğimle bindim otobüse, ne cesaret!!! Çünkü biz abijimle o koltuklarda büyüdük. 10 saati geçen Ank-İzmir yolculuklarından aklımda kalan siyah kusma poşetinin kokusuyla, poşet şeklindeki su bardaklarıydı. Bir de her koltuktan yükselen sigara dumanı ve karnına kadar dayanan ön koltuk öküzleri!!
Peki şimdi nasıl?
Hava sıcaksa biner binmez dondurma, arkasından çay, kahve, meyve suyu, cola, gazoz..sandviç, kek, kraker...
Her koltuğun önünde bir minik dokunmatik ekran. Yerli, yabancı filmler, belgeseller, çizgi filmler, yerli, yabancı müzikler, radyo kanalları, tv, kablosuz internet..
Yine de benimkileri aynı koltukta 3 saat tutmak bir ara epey zorladı beni.
Melek Güneş, 15 dk sonra başladı, 'İzmir'e gidelim!!' demeye, anladı iniş yok, 'Evimize dönelim o zaman!' Uluç Ege, yolun yarısında uyuyakaldı da minik ekranlar bozulmaktan kurtuldu :) Biz de Melek Güneş'le Happy Feet izledik :)
Hava keşişleme, yat aşşaa, iş işleme..
7 Ekim 2010 Perşembe
Gönderen elfeyp zaman: 05:03
Etiketler: Abijim, miniğim, miniğim jr
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder