Dialog, sınırları ve sinirleri denenen anne ve boyu artık bacak kadar olduğu için her haltı bildiğini sanan sendrom sahibi Melek Güneş arasında geçer.
Olayın tanığı herşeyi hafızaya kaydeden ve günü gelince yine benim başıma işler açacak olan mülayim görünümlü haylaz Uluç Ege'dir..
Ben: MG, pilav yer misin?
MG : Öfff, hayırrrr!!
Ben: O zaman bu köfteyi?
MG : Ege yesin!!!
Ege yutar tabi hemen..
MG : Yaaa, ben de yicemmm pöfdeee!!!
Ben: Al o zaman, annecim..
MG : Yaaa, bıraaaakkkk!!
Ben: Bıraktım işte al ordan
MG : Öööfff annneee ööfff. Sen yee!!
Ben: Yedimm..
MG : Potaka suyu sık!!!
Duymamazlıktan gelince anında kimlik değişimi
MG: Annecimmmmm, böööle sık.. Bi pöfte, bi potaka suyuu, annecimm
Bir bardak ayrana, portakal suyu muamelesi edilir. Minik tabağa minik köfteler konur, nohutlar top sanır kendini.
'Sen büyüdün artık, kendin ye. Ben de karnımı doyurayım.' deyince aldığı gazla tabağı siler süpürür.
Mama sandalyesinde bir yandan ekmeğini kemiren, ayranı biberonu ablasında olduğu için bardaktan pipetle içen Uluç Ege, artık sıkılmaya başlamış, inmek için mızıklanır..
MG: Egecimm, avlamaa, bak üzülüorum!!!
İlk ergenlik
15 Temmuz 2010 Perşembe
Gönderen elfeyp zaman: 13:10
Etiketler: miniğim, miniğim jr
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
yerim ben bunu :)
pöfte ve avlama ...bayıldım bunlara :)
azizim bu kadın milletini anlamak çokk zor :))
aahhaha bayıldım .. koca kız oldu artık seninki :))
Yorum Gönder