İlk tatil.. Çok heyecanlı, çok telaşlı...

30 Ocak 2010 Cumartesi



3 yastık, 3 battaniye, kazak, mont, şarj aletleri, bebek arabası, kanguru, kamera, fot mak, bikini, şurup, lasonil, ateşölçer, tonimer, bot, atkı-bere, parmak arası terlik...
İlk tatilimize çıkıyoruz epey kalabalık bir grupla ve yukarıdakilerin hepsiyle :)
Eee, sen misin yazın deniz, kum, güneş fotoları koyan!?! Kışın böyle kilometrelerce gidersin çocuklar kar görsün diye :)
Yarın akşam Afyon'a gidiyoruz.. 45 kişilik otobüs önde, biz arabamızla arkada. Bu durum biraz canımızı sıktı ilk başta. Otobüs sonradan dolmuş, bizim de 2 kişilik koltukta gitmemiz imkansız, eyp arkadaşlarıyla dönüşümlü kullanacak.
Boool beyazlı fotolarla görüşürüz umarım...

Şaka gibi

25 Ocak 2010 Pazartesi


Ya gerçekten bahtsızım ya da markafoni'den de okuyanlar var beni.
4. kez karşıma çıkıyorsun ama bu sefer yanlış zamanlama..
Hem de 89.90 tl!!!

Buzzzzz

Güzel geçen 3-5 günden sonra evimizdeyiz..
İzmir feciii soğuktu.. Çocukları pek bir yere çıkaramadım. Özellikle Uluç Ege :) Anneannesiyle bol bol vakit geçirdi.




Biz de teyzem, kızı gn, abijim, eyp, melek güneş doluştuk arabaya, önce Homeros Vadisi'ne, sonra da Melek Güneş'in görmesini çoook istediğimiz Sasalı Hayvanat Bahçesi'ne gittik. Kuzucuk Homeros'ta keçi gibi dolanıp yorulduğu için arabada sızdı. Zürafayı, maymunları da rüyasında gördüğünü sandı sanırım :)

Fotoğrafları Gn çekti...






Oğluşum çook şeker oldu işte. 5. ay bitti. Melek Güneş'İn meyvelerine, sebze çorbalarına sulanmaya başladı. Vermemek mümkün değil zaten. Güneş'e yedirirken öyle bir bakıyor ki, kıyamıyorum :)

Bu arada en çok sevindiğim konu...
Abijim artık GözGöz'de :)

Haberler...Bir iyi, bir kötü

18 Ocak 2010 Pazartesi


Önce hangisini vereyim?
İkisini birlikte?!
eyp işten ayrıldığı için İzmir'e erken gidiyoruz.
Bir süre bloglamaya veda...

Boss Orange






Keşke ne zaman, hangi blogtan görüp başvurduğumu aklımda tutabilseydim ama çok ciddiyim dün ne yediğimi bile hatırlamıyorum.
O yüzden minik zarf gelince şaşırdım.
Sienna Miller'lı tester gelmiş.
Görünümü güzel, parfümün tabii ki, Sienna'nın değil :P
Koku da fena değil, biraz sıcak bana göre.

Yine kısa kısa...

12 Ocak 2010 Salı

* Bu twitter hali hoşuma gitti, minik notlar şeklinde :)

* İnanmayacaksınız ama eyp tura gitti, 2-3 günlük :(
Hava soğuk hatta bu sabah epey yağmurluydu ama geliyor işte patron..



* Oğluşumla 4. ayında Paşaoğlu'nda çekilen fotomuz. Arkadaşımdan aldım geçenlerde. Resimde görüldüğü gibi halinden memnun, ağız şakur şukur, saçlar yok denecek kadar az, az denecek kadar hiç, sağ kulak memesi çoook yavaş bir şekilde düzeliyor, gözler daha da boncuk :)

* 31 Ocak için tatil planımız var. eyp'nin arkadaşlarının her yıl düzenlediği
birşey. Geçen sene olmamıştı. Belkiii, beeelkii bu sene.. Çok hayal kurmuyorum, son dakika bozulmasın..

* İkinci yazımı da yazdım Annelerin Dünyası'nda :)
Sevdim blogu. Bir anda artan izleyici sayısı da süper.

Yılın ilk haftasında...

7 Ocak 2010 Perşembe

* Uluç Egeme bir huysuzluk, huzursuzluk dadandı, özellikle uyumadan önce. Melek Güneş'ten alışkındık bu duruma, kendisi uyku gözünden akarken halaaa direnir, evin içinde, odalarda kafası önünde şuursuz şuursuz dolanır. Ama oğluşum hemencecik uyuyakalırdı, o da çelerdi başıma adam oldu.

* Dün alışverişe gittik. Daha önce bahsedecektim unuttum. Yeni Yumoş extralar bir haaarikaa!! Geçenlerde dolabın arkasında sıkışmış kalmış bir yastık kılıfını buldum. Reklamlardaki anneler gibi oldum bi anda, gözlerim kapandı, etrafımda çiçekler, Melek Güneş bir kuzunun peşinde koşturuyor, sonra ayıldım onun çığlığıyla, oyuncak filden düşmüş.

* Geçenlerde bir arkadaşımızın ikizleri doğdu- küçük tüpcükler..Çoook şekerler. Bir anda salonun ortasında 4 bebek. Herkes Güneş için 'Ooo, kurtarmış kendini kocaman olmuş.' dedi.
Bir de yeni bir uyku tarzı geliştirdi kendisi. Artık sarılıp kafasını boynuma gömüyor, aslında daha çok babasının- daldıktan sonra yatağına, sonra 5-6 gibi yine yanımıza.

* Şu yeni blog işi öğrencilik günlerimi hatırlattı. Her gün mailime bakıyorum. Hocam ne demiş, yeni konu ne olacak.. :)

* Acaip İzmirim geldi. Önümüzdeki hafta için bir plan proje yapmalı..

* Bugün menüde mercimek var. Geçenlerde ziyarete gittiğimiz bir teyzemizde kıtlıktan çıkmış gibi yedi Güneş. Benim yaptığımı yemezse çok pis olay çıkarırım.

* Bu sabah Doktorum'da yine Sabiha Paktuna Keskin günüydü.


Bayılıyorum bu kadına. Bir de cumaları Üstün Dökmen'e.
Dr. Keskin diyor ki;
'Çocukların istediği en önemli şey, sağlıklı anne ve güçlü babaymış. Sürekli mızmızlanan, hastalık hastası anne, çocuğun gelişimini yıllar sürecek şekilde etkileyebilirmiş.'
Yalnız şu Esra Ceyhan'ı aratmayan halleriyle sinirime dokunan sarışın hiç çekilmiyor. Bugün Sabiha Hanım'ın okuduğu bir hasta mektubunu elinden almaya çalışınca aldı ayarını, 'O kadar da değil!' diye, ama suratta yapmacık gülücük asılı kaldı yine de.

Ben de o dünyadayım

3 Ocak 2010 Pazar

Annelerin Dünyasında
Geçen haftanın konusu benim de hep aklımda olan 'Çocuk mu, Kariyer mi?' idi.
Yazdığım yazıyı geç gönderince yayınlanamadı. Ben de kendi bloguma koyuyorum, o kadar yazdım, birine ninni söyleyip, diğerini emzirirken, yabana gitmesin :P

2 diploma 2 bebek...

Memur çocuğuyum ben.
Ekonomiyi öğrenmem üniden çok çok önce oldu.
Kardeş sevgisini de..
Tüm lise hayatım boyunca hayalim işletme okuyup bankacı olmaktı. O zamanlar hayat bambaşka boyutlarda yaşandığı için yıllar sonra anladım ki, başkalarının paralarını saymak dünyanın en sıkıcı ve yorucu işiymiş. En büyük şansım aynı anda banka personeli olarak bir devlet dairesinde çalışmaktı. Böylece bankadaki kapı arkası dedikodularını, son dakika haber verilen işten atılmaları, yarım saat erken çıkmak için çekilen çileyi de gördüm, devlete sırtını dayayıp 20 yıl hiç birşey yapmadan aynı koltukta oje sürüp yeni örgü modeli çıkaran teyzeleri de..
Yeni evliliğin tadını çıkarmam gereken günlerde bu stresi yaşadım. Çok sinirlendim, müthiş bir hayal kırıklığı yaşadım.
Aynı anda 2 üni, İşletme ve Dış Ticaret diplomaları, ailemin yaptığı onca masraf, yurtlarda geçen yıllar, okunan onca roman, hazırlanan tezler, projeler, çözdüğüm sayfalarca problemler kimsenin umurunda değilmiş oysa..

Derkennn bir gün, kapımız çalındı. Aslında beklediğimiz ve artık gelsin dediğimiz biriydi. Aslına bakarsanız bu kadar şekercik olduğunu bilseydim çook çok önce isterdim gelmesini..
Narin çıktı ikimizin de bünyesi.
Hamileliğimin 3. ayında ona da yaşatmak istemediğimi anladım bu stresi.
3. kez masa başında fenalaşıp Tedaş'ın arıza arabasında teknisyenlerle acile giderken özelleştirme olacağını duydum. Midem ağzımdaydı, tansiyonum yerlerde.. Ve aylardır beklediğim haber, belki beni de bankadan çıkarıp bir gün alırlar umudu karşımdaydı ama zerrece umurumda değildi..
Benim tek isteğim battaniyenin altında, ellerim karnımda uyumaktı..
Daha önce hiç para tasamız olmamıştı. Birlikte olmaya başladığımız ilk günden beri temel felsefemiz kimde para varsa yiyelimdi :)
Ben okurken o çalışıyordu, o askerdeyken ben çalıştım..
Yani bizim için o anda önemli olan miniğimizin ve benim sağlımızdı. Bir gecede karar verdim, ertesi gün bastım istifayı.
1 kere bile geri dönüp düşünmedim, pişman olmadım, evde sıkılmadım, hele kendimi hiiiç ev hanımı gibi hissetmedim. Ben eskiden de bu evin hanımı değil miydim?! Arkadaşlarıma daha çok vakit ayırdım, daha huzurlu hissettim kendimi, o an en çok ihtiyacım olan sabah uykusuna, saatlerce yapılan kahvaltılara doydum, en önemlisi canımın istediği an ailemin yanına gidebilmek ve izin, rapor stresi olmadan istediğim kadar kalabilmekti. Üstelik yıllar önce geçirdiğim bir kazadan hatıra bel rahatsızlığımın hamilelikle geçebileceğini söyleyen doktorum da haklı çıkmıştı.
Derkeeen, madem ben bir kere alıştım bu rahatlığa ve maddi olarak da şanslı dönemimizdeyiz ve eyp yıllarca kardeşsizlik sıkıntısı çekmiş bir tek çocukcuk ve benim 16 ay büyüğüm ve canımın içi bir ağabeyim var...gibi nedenlerle karar verdiğimiz ama zamana bıraktığımız oğulcuğumuz bizden tezcanlı çıktı, ben doğumdan 2 ay sonra tekrar hamileydim :)
Böylece kariyer bana maziden el sallayan bir eski ve asık yüzlü bir dost olarak kaldı.
Şimdi yine eskisi gibi uykudan önce hayallerimiz var, çok şükürlerimiz..
Belki bir gün cafemize gelirsiniz Bodrum'da, belki operatörlüğünü yaptığımız teknemizle mavi tur ayarlarız, belki..