Kooofer....

30 Mayıs 2009 Cumartesi



Amma da çok blog var net aleminde yaa.
Beni kim izliyor, onun listesinde kim var, hmmm bu güzel birşeye benziyor nerden alınmış acaba......derken bir an ben buraya nasıl geldim derken buluyorum kendimi. Tabii tüm bunlar Melek Güneş'i sakin bir uykunun kollarına, eyp'yi heyecanlı bir filmin ortasına bırakırken minderlerimin arasına gömülü bir halde oluyor.
Yine öyle bir akşam şimdi adını maalesef hatırlamadığım ama severek okuduğum bir blogta erkek-kadın, kuaför-berber muhabbetini okudum.
Ben kuaföre gitmekten nefret eden cinsindenim.




Ya da şöyle söyleyeyim;
Giderim, kafamda belirlediğim şeyleri yaptırır, mümkün olan en az dialoga girer ve kaçarım hemen. Çünkü yapılanlar çoook bellidir.
- Kuaförü yıllarca değiştirmemek doğru değildir. Seni çok iyi tanıdığını zanneden kuaför kişisi, aslında istemediğin bir modeli bu sefer böyle olsun, beğenmezsen bir dahakine ayarlarız birşeyler zihniyetiyle kakalayabilir. Bu yüzden haftalarca beğenmediğin bir model ya da renkle, kuaförüne bol küfürle dolaşırsın etrafta.
- Sürekli kuaför değiştirmek de pek mantıklı değildir. Zira, yine aynı tür kuaför kişileri daha sandalyeye oturmadan muhabbete girmeye kalkar. İlk karşılaşmada abla, canım, sen....vs gibi gereksiz samimiyetlerden hoşlanmıyorsanız benim gibi, sürekli kuaför değişimi sinir bozucu olabilir. Öğrenci misiniz, nerde oturuyorsunuz, aaa hiç göstermiyorsunuz....gibi lüzumsuz soruları ve yapmacık ifadeleri aynadan ters bakışlarla bertaraf etmekten yorulan bünye üstüne bir de fazla oyulmuş bir kaşla hepten deliye dönebilir.
Bu yüzden belki de en iyisi, fön makinalarından duyamıyormuş gibi yapıp :P soruları kısa ve detaylara girmeyecek şekilde yanıtlamak ve memnun olduğun sürece değişim yapmamaktır derim ben, öperim gözlerden...

Üzücü......

29 Mayıs 2009 Cuma



Br zamanların romantik yakışıklısı, Ghost....
Patrick Swayze...
Mart 2008'den beri pankreas kanseriyle süren savaşının son günlerine yaklaşmış, tedavisinde olumlu cevap alamayınca kendi isteğiyle yarım bırakmış mücadeleyi..
Bugünlerde her gününü son günü gibi yaşadığını, arkadaşlarıyla vedalaştığını söylemiş..

Puffffff!!!!!!!!!

28 Mayıs 2009 Perşembe


Hali hazırda 90 m2 olan evceğizimiz, temizlenmeyen tek bir nokta, evet ilginç ama gerçek, :) tek bir nokta dahi kalmadan temizlendi. Sanki bir toz bulutu geldi, tüm eşyalar havalanıp tekrar yerine kondu.
İnanılmaz yorgunum. Doğru dürüst birşey yapmadan nasıl böyle yorulabiliyorum bilmiyorum ama son 3 akşamdır saat 22.00 itibariyle Melek Güneş'le kendimi şarja takıp sabah inanılmaz bir şekilde erkenden hiçbir şey olmamış gibi kalkabilliyorum.
Son 3 gündür:
- Küvetimiz söküldü. Banyodaki büyük lavabomuzu eyp bahçeye indirip, çok büyük ve bir ucu kırık olan aynasını değiştirdi, ufalttı. Bana mavi-yeşil cam taşlar ve kocaman bir silikon tabancası almış. Topladığı ve benim uzun zamandır sakladığım deniz kabuklarıyla taşlarla oynadım biraz, dolaba yapıştırdım, Derya Baykal gibi hissettim kendimi :P
- Muslukları değiştirdik, yeni ve çok güzel şeyler seçmiştik. eyp taktı hepsini.
Denizci adamın hali başka. Elinden her iş geliyor :P
Bu arada yapılanları anlatmak bile yorucu geldi bana :)
- Halılar yıkamacıya gitti ve hakkaten yaa daha gelmedi, bişey gelmiş olmasın başlarına :P
- Tüm ev boyandı. Merdivenler ve dış cephe de bitmek üzere.
- Kışlıklar kalktı. Yerine rengarenk elbiselerim, t-shirtlerim ... geldi. Çok mutlu oldum. Çocukluğumdan beri çok severim zaten aylarca unuttuğum giysilerimle tekrar buluşmayı...

.......
İşte vs vs...
Herşey oldu bitti.
Annem epey yoruldu.
Ama onu dinlendirecek bir organizasyon yaptım şipşak. 6 aydır görmediğimiz, canımız ciğermiz :P Abijim, yarın geliyor, hem de Bodrum'a. Böylece babamı da kandırabilirsem heerrkeesler evimizde toplanacak. Melek Güneş, 6 aydır görmediği ve görünce ne yapacağını merak ettiğimiz dayısıyla buluşacak.

Cevap-lı-yorum

25 Mayıs 2009 Pazartesi


Yazdıklarıma blogdaşlardan yorum geldiği zaman çok seviniyorum. Ben de beğendiğim, not bırakmak istediklerime hemen yazıyorum. Ama cevaplama konusunda biraz tembelim sanırım. Bazıları tek tek teşekkür cevabı yazıyor. Ama benim bırakın teşekkürü, bazen sorulan sorulara cevap yazacak vaktim olmuyor ya da cevap bir post kadar uzun sürüyor, vazgeçip buradan yazmaya karar veriyorum.
Bu sefer de öyle oldu.
Adaşım Elif sormuş ikinci bebeğe cesaretimi.
Daha önce de şaşıranlar ve tekrar tekrar soranlar olmuştu. Buradan anlatayım istedim. Uzun bir giriş oldu :)
Şimdi efenim, ben daha önce de bahsettiğim gibi annemin canını epey yakarak, bir de sanırım ikizimin de alması gerekeni alarak gelmişim bu fani dünyaya. Çünkü ben doğduktan sonra bir oluşamamış kesecik daha çıkmış. O zaman doktoru anneme, bir dahaki sefere ikizleri olabileceğini ya da benim ikizim olabileceğini söylemiş. Anneciğim, yazık zaten 2 senede 2 tombalak bebe, hem de normal doğum yapınca bi daha tövbe demiş. Ama benim yıllardır içimde 'Acaba'sı kalmıştı. Ya benim ikizlerim olursa?? Hem de bir kız bir erkek!! Bebek konusu açılınca aklıma hep bu ihtimal gelmişti.
Güneş Hanım yalnız gelmeyi tercih etti.
Hiç keşke demedim.
İlk başlarda zor geçen hamilelik günlerim ve bebeğimi kendim büyütmek istediğim için işimden ayrıldım.
Diğer yandan eyp'nin hiç kardeşi yok ve tanıştığımız günden beri bundan yakınır. Kardeş deyince içini çeker, tek çocuklu ailelere kardeşsiz bırakmayın diye küçük emrah pozları yapar. Benim hiç kardeşim olmadı biliyormuuussuuunn???
Tüm bunlara bir de benim tamamen kişisel nedenlerden dolayı 30'dan önce şu hamilelik, doğum...vs konularını kapatmak istemem eklenince, bir de doktorumuza olan sonsuz güvenimiz, kendisinin sezaryan uzmanlığı ve benim ameliyat sonrası extra özenimle çok iyi geçen ameliyat sonrası halim... derkeeeeenn Melek Güneş, 2 aylıkken yeni bebecik de hiç nazlanmadı, bizi bekletmedi, kondu geldi aramıza.
Bu benim, daha doğrusu bizim aile oluşumuzun hikayesi.
Herkesin kararları, tercihleri, yaşam tarzları çok farklı.
Bizim böyle bir hayalimiz vardı. Çooook şükür ki, gerçekleşti. Herkesin hayalleri gerçek olsun bizimki gibi.
Yorum bırakan tüüüüüüüm arkadaşlarıma buradan teşekkürler artık, öptüm hepinizi....

- Resim, 8. ay kontrolü için doktor teyzesinde sırasını bekleyen Melek Güneş'in sonunda binebildiği oyuncaklarla çekildi.
Daha önceki seferlerde içerde hep sümüklü, gripli bebeler olduğu için eyp sokmak istemiyordu odaya :)

Pazar pazar Melek Güneş

24 Mayıs 2009 Pazar






















Bu haftasonu çooooook yoğundu, hala da bitmedi.
Bir yandan uzun zamandır görüşemediğimiz arkadaşlarımız kahvaltıya geldi yalıya. Evde bir yığın ustayı bırakıp yarım saatliğine oturduk biz de. Bu arada Melek Güneş ilk kez deniz ve kumla tanıştı. Kum çooook sıcaktı, bayıldı.
Su daha buz gibi, zaten sezonda bile öyledir Ortakent'te ama yine de birazcık soktuk, zor çıkardık. Tüm sahil inledi çığlığıyla. Birkaç kere daha oynadı artık :)
Sonra da fffyyy'nin oğluşunun mevludune gittik. Epey erken gitmişiz. Evdeki işler de bizi bekleyince biraz erken dönmek zorunda kaldık. Şimdi Melek Güneş, duşunu aldı, uykuya daldı. Ayarlayabilirsem tekrar uğrayacağız Emir Ali'ye uzuuuuun, sağlıklı yıllar dilemek için...























Annemin gelişini de biraz erteledim. Daha banyo işi bitmemişti. Boya da o yüzden başlayamıyor. Temizlik yapsak ne fayda. 3-4 gündür her sabah ustalarla uyanıyoruz :)
O yüzden annem yarın geliyor. Biz de Melek Güneş'le ordan oraya takılıyoruz.

Bodrum'da yaz...

23 Mayıs 2009 Cumartesi







....pembe begonviller, erik ağacını geçip Melek Güneş'in penceresinden içeri girmek isteyince başlar....

Doooom günün bloguma geldiğin gündür....

22 Mayıs 2009 Cuma


İlk başlarda şaşırıyordum. Artık gülümsüyorum okudukça..
Rahşan, Gn, ben, Gizem.... derken bugün bi baktım Güldem'in de doğum günüymüş :)
Şu blog olayı eskiden de olsa annelerimiz arka arkaya doğuracakmış heralde. Bizim en şebelek fotolarımızı da ekleyip yorum yazacaklarmış.

'Rahşan kızımız güzel günler görsün, ömrü uzun olsun...'
'Elf çoooook zor doğdu. Tam 24 dikişim var. Şöyle daha kolay yöntemler olsaydı keşke, canım bu kadar yanmasaydı...'
'Güldemciğim bugün ilk dişini çıkardı. Beyim de, ben de bir derin ohh çektik...'
........

Bird Cage

20 Mayıs 2009 Çarşamba




Ahh ah!!
Ananem zamanında söylemişti. O zamanlar es geçmiştim.
Şimdi nette tesadüfen gördüm. Halbuki ne şık, ne orjinal bir duvak.
Gn sözüm sana!!!!

LÖSYAD




Az önce kapımızı çalan teyzeden aldık bu şirin telefon kılıfını.
Yaptığımız minik bağışla bir kardeşimin tedavisine ufak bir destek olduk.
Hiç bir anne-baba bu acıyı yaşamasın, hiç bir bebek ağlamasın...

Bu evde tadilat var!!!

Oooofff!!!

Bodrum'daki her evin olmazsa olmazı renkli nazar boncukları, bir de her sene yenilenen rutubetli duvar kenarlarıdır. Bizim de banyonun bir yerlerinden sızdırdığından şüphelendiğimiz sinsi rutubetciklerimiz var.

- Terasa izolasyon yapıldı.
- Banyo sökülecek. Garip şekilli küvetimiz kaldırılacak. Yerine minik bir duşakabin ve tüüüüüümm temizlik malzemelerini Melek Güneş'ten uzak tutmak için bir dolap yapılacak. Hazır bunlara girilmişken düğün telaşından aceleye gelen lavabonun yerine dolapla uyumlu daha şık birşey bakılacak ki zaten aynasının minik bir kısmı kırılmıştı. Garip batıl inançlarım olmadığı için bu durumu takmadım tabii ki ama ayna çok büyük, Bodrum'un suları inanılmaz kireçli ve aynada sürekli su lekesi temizlemek çooook sıkıcı.

- Tüm ev badana yapılacak. Tavan ve merdivenler dahil :( En çok gözümde büyüyen kısım bu, sanki ben yapıcam :P

- Zaten az sayıda olan ve burada pek giyilmeyen ama yine de dolapta yer kaplayan kışlıklar kaldırılacak yerine rengarenk yazlıklar yerleştirilecek.

- Halılar yıkamaya verilecek.
.......

Liste böööyle uzar gider..
Tüm bunlar olurken tabii ki canım annem yardıma geliyor İzmir'den. S.annem de burada zaten. Şansımıza eyp'nin 10 günlük bir boşluğu var.
O yüzden bana eyvallah şimdilik. Zaten bana bişey yaptırmazlar ama nete de girebileceğimi sanmıyorum bugünlerde, önceden haber vereyim dedim :P

Melekler ve Şeytanlar

19 Mayıs 2009 Salı

Ve Tom Hanks :)
Dan Brown'ın bu romanını bayıla bayıla okumuştum 3 günde geçen sene.
Tabii ki kitapta olaylar çooook daha detaylı ve heyecanlı. Ama film de fena olmamış.
Müzikler, oyuncular iyi. Tom Hanks'in bir zamanlar 'Run Forest, run!!!' halinden eser yok :)





Kitaptaki bazı temel öğeler es geçilmese izleyici için daha zevkli olabilirdi ama zaten hemen her kitap-film uyarlamasında olur böyle eksikler.
Önce filmi izleyin, ardından kitabı okuyun. Vatikan'ın yüzyıllardır süren 'Tanrı öyle istiyor.' bahanesinin ardındaki gizli dünyasını, buram buram sanat kokan kiliselerini süper bir macerayla tanıyın diyor ve bize aylardan sonra babanesiyle uslu uslu oynayıp çooook huzurlu bir sinema keyfi yaşattığı için gecenin kahramanı Melek Güneş hanımefendiyi öpüyorum.

Coquet Bodrum'a gelsene!!!!

18 Mayıs 2009 Pazartesi





Çooook beğendim!!!
Hemen açılsın Bodrum'a, ben de girip saatlerceeee dolaşayım :)



Heeeyyy!!!!!

17 Mayıs 2009 Pazar

Amma da uzun zaman olmuş pc başına oturmayalı...
İzmir-Manisa-Bodrum....., düğün, doğum, cenaze, ziyaret.....derken mayısı yarılamışız farkında değiliz. eyp'nin turu, S.annemlerin tedavi amaçlı İstanbul-Çorlu gezisi, bizim de Melek Güneş'le İzmir seyahatimiz...






eyp de eklenince ekibe, Melek Güneş'i dedesinin akrabalarıyla tanıştırmak için
Alaşehir'e götürdük. Büyük babanesiyle tanıştı, 85 yıllık fark biraz ürküttü sanırım onu, zor çektim resimlerini :)



2 günlük köy turuyla içimiz açıldı. Yemyeşil bağlardan toplanan yapraklar, mis kokulu pekmezlerle döndük evimize.. Bir de tabi ki Melek Güneş hanıma yeni elbiseler, şortlar.... oğlan çocuğuna hastane çıkış setleri, minik biblolu lavanta keseleri....





Veee birlikte geçirdiğimiz ilk Anneler Günü.. Oğluştan minik tekmeler, Melek Güneş'ten bol salyalı bir dokunuş, eyp'den ise bayıldığım ve günlerdir ayağımdan çıkarmadığım bir babet geldi hediye :)