Dün akşam çooook uzun zamandır yapmadığım birşey yaptım. Kırçiçeği'ne gidip şuursuzca yedik eyp ile.. Acının ortasında patrondan gelen 2 günlük tur haberi bile bozamadı keyfimizi :) Ezogelin, lahmacun, manisa kebabı, Ali Nazik... 'Allahımm sana geliyorum!!' dedim bi ara ciddi ciddi.
Bünyem, z.yağlıdan, tatlıdan hoşafa dönmüş, ilk önce epey yadırgadı şark lezzetini ama çoook iyi geldi dün akşam bize :)
Melek Güneş'in uyku saatine denk geleceğinden onu babanesiyle oyuna bıraktık. Almaya gittiğimizde eski telefon yeni oyuncağını kulağına götürmüş, anne diyordu :) Bayıldım bu duruma :) Oğluş da çoook uslu durdu.
Sonra da çooook sevdiğimiz İbo ve Gemma'nın yanına gittik, Cafe Paşaoğlu.
Bodrum'a geldiğinizde, garajdan marinaya doğru vurun kendinizi, yol üstündeki enn güzel cheesecake yapan bu cafeye uğrayın.
Bu da Melek Güneş'in son oyun hali. Anne adaylarına tavsiyem: Oyuncağa para vermeyin!! Bizimkini en mutlu eden şey, kurabiye kalıpları, çeşitli boy ve ebatlarda süzgüler ve kardeşinin tulumları :)
Acı bir akşam :)
29 Ekim 2009 Perşembe
Gönderen elfeyp zaman: 04:33
Etiketler: Bodrum, miniğim, miniğim jr
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
5 yorum:
Kır çiçği ve Manisa kebabı mı?? off diyorumm...:))
Annesini de özlermiş bak senn...
Evet ama yazdığıma pişman oldum sonra, şimdi canı çeker herkesin die :P
Hımm evet tam da düşündüğün gibi oldu bu akşam bi kır çiçeği paklar bizi artık :))
sevgiler..
Elif, ama yerim ben bu kızı, gayrete bak...Arkadakide yırtıyo kendini ayakları havaya kaldırcam diye...
yemeklere değinmiyorum :))) ama bu nasıl bir bakış nasıl bir güzellik maşallah yaaaa
Yorum Gönder