Hazır ev sakin, sessizken birkaç satır yazayım..
Uluç Ege, inanılmaz bir hızla büyüyor.
Kız ve erkek bebek gelişimini de şaşırarak farkediyoruz eyp ile. Tabii ki her bebek farklı ve kendine özgü, aynı anne babadan olsalar bile. Ama meselaa..
Melek Güneş'e 3-4 aylıkken giydirdiğim ve birkaç tanesini kardeşi için sakladığım tulum ve bodyleri vardı. Uluç Ege onları şu anda giyebiliyor. Henüz kontrole gitmedik 2. ay için. O zaman daha iyi anlaşılır sanırım.
Bir de galiba erkekler bebekken daha uslu ya da benim şimdiye kadar gördüklerim öyle. Melek Güneş'le ilk 3 ay ve hatta özellikle geçer dedikleri halde 3. aydan sonra şeş beş olan bir uyku düzenimiz-düzensizliğimiz vardı. Ama paşacık şimdilik huzurlu uyuyor.
Evin ilk bebekleri sanırım sessizliğe ihtiyaç duyuyorlar. Bu birkaç arkadaşım da daha gördüğüm bir durum. Ama Uluç Ege, ev kalabalıkken, müzik açıkken.. çok daha güzel ve derin uyuyor. Melek Güneş'in çığlıkları, kahkahaları ya da telefon sesi uyandırmaya yetmiyor neyse ki.
Bir diğeri de anne sütü, anlatmak istediğim. Aslında bu daha çok benim psikolojim ve beslenme tarzımla da ilgili olabilir. Artık çok daha rahat ve deneyimli :P olduğum için anne sütü konusunda sorun yok. Bunun en büyük nedeni de aslında Melek Güneş'le geçirdiğim öğünler de olabilir.
Doğumundan beri kabızlık sorunu çektiği için öğle öğünü çoğunlukla çorba çeşitleri oluyor. Kemik kaynatıp buzluğa koydum. Çorbayı onunla yapıyorum.
Yumuşak meyveleri kaynatıp arada onu içiriyorum. Elma, armut, havuç vs. diş kaşıyıcısı zaten. Arada papatya, ıhlamur vs..Tabii ki kendi hazırladığım yoğurt, bazen yeni başladığımız bal ya da muz ve pekmezle.
Bir avuç kuru üzüm ama iki minik parmakla teker teker serçe parmak havada yiyerek :)Tüüüm bu günlük beslenme çeşitlerini çoğaltarak, bazen değiştirerek Melek Güneş'in 2. kışını karşılarken bi sana bi bana yaptığımız için 2 ayda sadece 1 kez mama içti oğlum :)
Bu arada Cuma büyük gün!!
Uluç Ege'nin bayram nedeniyle geciken mevlüdü var.
Ve belki bilenler vardır.
Bodrum'da kız bebekler 1 yaşına girdiğinde de mevlüd okunur, kına yakılır. Bu da Bodrum'un o çoook bilindiği sanılan yüzünün ardındaki geleneklerinden biri, yaşatmak gerek :)
İkisi birarada olacak, hazırlıklar son sürat :)
Önce temizlikçi tutayım dedim. Sonra hali hazırda 85-90m2 olan köşkümüz için elin kadınına vereceğim parayı çocuklarım için harcarım dedim ve misler gibi yaptım evimi :P Yoruldum mu? Çok değil. Zaten Melek Güneş, elektrik süpürgesine bayılıyor, Uluç Ege'ye de ninni gibi geldi. Gerisi ıvır zıvır..
Derinlemesine yapılan temizliklerin sonunda evden bir kamyon yükü eşya çıkar bizde. Gereksiz ama belki lazım olur diye diye kenara konan kağıt, poşet, paket, fatura.... hepsinden arındırınca evi geriye yapacak çok da birşey kalmadı. Ennn güzel yanı da dolabımın arkasında gizlenen mektupları, notları bulmam oldu. eyp'ye 3 günde bir asker mektubu yazdığım için bir kutu birikmiş. Dün okuduk. Çok eğlenceli, boool arızalı mektuplardan notlar düşerim buraya daha sonra :)
Aşçı tutuldu, pilav için ve ayran ve tatlı... şeklinde bir mini menü, bir güzel kız bir de tatlı oğulcukla fotolarımızı da daha sonra görürsünüz artık şimdilik bu kadar çok bile yazabildim bu telaşta :)
Koştur durma
14 Ekim 2009 Çarşamba
Gönderen elfeyp zaman: 07:10
Etiketler: güncel, miniğim, miniğim jr
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
sağlıkla huzurla nice yaşlara olsun...miss gibi kuzucukları öpüyorum:)
merhabalarr..
Öncelikle bebişleri allah bağışlasın ço tatlılar..
Tesadüf bu bloga nerden geldim onu bile hatırlayamıyorum ama dikkatimi çekti..
Çünkü bizde Yahşi'de oturuyoruz ;)
Görüşmk üzere..
Yorum Gönder