Beeen neerdeeyimm....

26 Haziran 2009 Cuma

Bavulumuz omuzda gezip duruyoruz Melek Güneş'le :) gezipduruzz yani :)
Oğluş da alıştı tempoya. Taaam 32 haftalık oldu. Hala inanamıyorum. Çoook yakın bir zamanda 2 çocuk annesi oluyorum. İçimi en çok rahatlatan konuysa herşeyin çoook güzel bir şekilde devam etmesi. Dikişimde hiçbir sorun yok. 9 ay boyunca sadece 1-2 kez sızladı. O da çok yürüdüğüm ve yorulduğum zamanlarda. Zaten hamile olmasam da ağır kaldıran, kendini yoran biri olmadığım için bu extra özenim işe yaradı. Hepimiz süperiz :)
Yalnız bu yazıyı 3 günde bitirebildim.
- Önce İzmir'e kaçtık. Çok gidemedik ama Melek Güneş'le :) Yarı yolda Abijim, annem ve Gn Söke garajından aldılar bizi. Zira Melek Güneş son zamanlarda zaptedilemez bir hal aldı. Alttan iki diş pırtladı. Arada asabiyet yapıyor haliyle. Onun dışında keyif 1500. Kesinlikle oturmak ve emeklemek istemiyor. Evet 9,5 aylık kızım emeklemiyor. Yüz üstü yatırınca ya kendi ekseni etrafında dönüyor ya da tutunup destek alacak bir yer bulursa sıralıyor. Bayaa bildiğin yürüyor yani :) İlk başlarda pek hoşuma gitmeyen bu durumun üstünde çok durmamaya karar verdim artık. Koltuk kenarlarında takılıyoruz son günlerde. Bir de dediğim gibi gezmenin tozmanın suyunu çıkardık. İzmir'de 10 gün kadar kaldık. Bunun en güzel yanı Melek Güneş'in dayısına doyması oldu. Fakat hala 'Dayın nerede?' sorusuna duvardaki resmini göstererek cevap veriyor.
- Günlerdir nete girmeyince yazacak şey birikmiş. Hazır konu Abijim'den açılmışken, anlatayım. Kendisi talihsiz Hacettepe macerasından sonra bilinmez bir boşluğa düştü. :) Tez için çalıştığı Manisaspor ve ilk profesyonel 1.Lig deneyimi Hacettepe Spor.. Her ikisi de o yıl ligten düştü :)))



Haziran sonuna kadar, yani takımlar kampa gitmeden bir yer bulması gerekiyordu kendine. Göztepe, 'Bizden haber bekle.' dedi. Hacettepespor 'Senden haber bekliyoruz, geliyorsan kampa gidiyoruz.' dedi. Bu arada zulada bekletilen Denizlispor'dan uzun bir bekleyişin ardından olumlu yanıt geldi. Bunların hepsi 10-12 gün içinde oldu ve Abijim 'Her geceninn sabahınndaaa..' nidalarıyla uykusuz geçirdi her günü. Annemlerin yatağında üçümüz uyuduk. Melek Güneş biraz düzeltebildi moralini. Aramızda uyurken, gecenin bir vakti başı karnımın altında ayakları dayısının çenesinde oldu.
Neyse ki sonunda kararını verdi ve apar topar Denizli yollarına düştü. Keyfi yerinde, hayatından memnun. Yalnız Denizlispor da ligten düşerse büyük bir olasılıkla resmini tüm klup kapılarına asıp 'İş vermeyin!' yazacaklar. Bu arada bilmeyenler için, kendisi futbolcu değil, fizyoterapist ve spor fizyoloğu.
-Biz de İzmir dönüşünde annemleydik. Bizi yerleştirip öyle döndü geri, içi rahat etti. Benim için de çoook iyi oldu.
- Dünse büyük gündü bizim için. Melek Güneş'le kontrolümüz vardı. 8800gr ve 71,5 cm olmuş danacığım. Aferin ona. Ortalama içinde kalmış yine. Zaten çok hareket, sıcak ve diş nedeniyle eski tombalaklığı kalmadı. Kibarcık bir kızım oluyor :)
- Oğluşumsa çooook şeker. Gerçi ben hala erkekliğe dair bir belirti göremedim ekranda. Sormak da garip geliyor doktora. ' Hani pipisi?' diye. Bir de diğer önemli şeyleri konuşmaktan ona sıra gelmiyor. Ama öyle olduğunu varsayıp hazırlıklara başladık. Temmuz ayını da atlatırsak, endişelenecek birşey yok. 1800 gr olmuş ama ben 62 kilo ile başladığım hamileliğimin 8. ayında 66 kiloyum. Pek birşey alamadım yani. Ama karnım büyüyor. Geçen ay aldığım 1 kilonun zaten 450-500 gr'ı oğluşa gitmiş. Bu da benim şansıma herhalde. Bünyesel bir durum.
Çook şeker ultrason görüntüleri var ama şu anda koyamıyorum buraya. Zaten geçen seneki görüntülerin neredeyse aynısı, iki yanak arasına sıkışmış bir minik dudak :) Bunu da kendime benzetemedim ona yanıyorum. :P Kimse 3.'ye artık demesin!!!
Bu son!!!! Bir kız, bir oğlan olmasının bir alakası yok bu kararımla. Bu da kız olsaydı, salak gibi belki erkek olur diye tekrar denemeyecektim zaten. Ama bizim olayımız budur. Minik, çekirdek bir ailecik.
- Bu arada kaptanımız sezonu açtı, kapamak bilmiyor. Feribot gibi ordan oraya turluyor. Babalar Günü için alışverişini Abijim'le yaptık bu sefer. Epey gezdik. Kendisi metroseksüel bir insan olmuş çıkmış. Bu futbol dünyası inanılmaz gerçekten. İmkanları sınırsız gibi birşey. Tüm markaların indirimleri, kartları, extra indirimler vs...Body Shop'tan bir parfüm aldım eyp'ye. 2.si bedava kampanyası vardı. O da Abijim'in oldu. Harika şeyler var ve hala Bodrum'da açılmamış olmasına inanamıyorum.
Babama da annemin sponsorluğunda çoook güzel bir saat aldık.




- Veee sonunda izledim!!!
Blindness-Körlük harikaydı!! Müziklere bayıldım. Mark Ruffalo süperdi. Kötü çocuğu Gael García Bernal'dan başka kimse oynayamazdı. Önce okuyun, sonra mutlaka izleyin. Ya da önce izleyin.. Farketmez yaa!! Kaçırmayın ikisini de!!!

Bodrum'da yaz bizi bozar :)

15 Haziran 2009 Pazartesi


Bodrum'dan ufaktan kaçmanın vakti geldi.
Zira bundan sonrası bizi aşar.
Bol jeepli trafik, kargaşa, lömbür lömbür meme, bacak bi yere kadar.
Dün, çooook güzel bir pazar günü geçirdik. Hazır ergenler, ÖSS'de çırpınıp, karneler taze taze alınmışken, tertemiz sahilimiz dolmamışken tadını çıkardık arkadaşlarımızla yalının.





Melek Güneş, ilk kez bu kadar uzun kaldı suda. Ne burunda cümük, ne sırtta isilik kaldı. Daha önce sokmak istiyordum ama eyp de olsun yanımızda istedim. Onun eli değerse hiç çıkamaz artık sudan :) Halbuki ne hayaller kurmuştum. Meleğime minik bikinilerden alacaktım ama o kadar da miniğini bulamadım :)
Ben de oğluşumla girdim tabii ki denize. İçerde sakin sakin oynaştı o da :)
Dediğim gibi, böyle bir pazardan sonra hafiften İzmir'e kaçış iyi gelir bize şimdi. Gn'in kardeşi, Nurci, çok büyük bir olasılıkla ameliyat olacakmış. Çok çok üzüldüm. Onların da yanında olmak istiyorum. Melek Güneş, moral düzeltir belki biraz.
Zaten eyp de 12-13 gün yok. Mehmet-Mustafa Öz ve Oprah geliyor. Eveet, Winfrey olan :)

Uykusuz her gece....

13 Haziran 2009 Cumartesi



Allahımm, ne zor işmiş şu büyümek...
Gece 02.45'ti bu konu aklıma geldiğinde.
Odasına alıştırma turları yanlış bir zamanlamayla başladı.
Zira, 2. dişimiz bol sancılı bir şekilde baş gösterdi. Her diş için yaklaşık 1 hafta uykusuz gece geçirdiğimizi düşünecek olursak daha epey işimiz var gibi.
Bu sabah saat 06.40 civarında artık uyumaya karar verdi Melek Güneş. Topu topu 5-6 sene kullanacağı birkaç diş için bu ne ızdırap ya Rab!!!
Gece 22.00 gibi uykuya geçişte herşey yolunda. Beşiğine yatırıyorum. Biraz oyalanıp ses çıkarmadan ben de yatıyorum.
Uyumasam da dinlenmeye ihtiyacım oluyor. Aslında kendi vücudum için, çok şükür ki herşey yolunda, oğluş biraz dinlensin diyorum. Ama o, geçen seneki boşluğu çooooktan doldurmuş. Deli gibi tekmeler, hareketler, pıtırtılar içerde :) Sakın diyorum, sakın sen de dolanma kordonlara minik ablan gibi.
İnanılır gibi değil. Bu hafta taaam 30. haftamız. İkimizin de sağlığı çoook iyi. Birbirimize alıştık bile. Daha doğrusu, o bizim evdeki patırtıya, koşturmaya alıştı :) İçerden ayak uyduruyor :)
Genel durum budur. Birazdan kaptanımız 8 günlük turundan dönüyor. Heyecanla onu bekliyoruz. Daha doğrusu ben bekliyorum, Melek Güneş hanım, yediği buğulama ve karpuzdan mayıştı, parmağını oynatacak hali yok :)

Blindness


Arka arkaya okumuştum.
Koku ve Körlük....
İkisi için de hayallerim gerçekleşti. Koku'ya bayılmıştım. Şanslıyım ki sırada Körlük var. Tabii ki kitabın yerini tutamaz hiçbir film. Ama ben her iki kitabı da, çoğunda böyle yaparım ama aynı etkiyi vermez, film izler gibi aklımda canlandırarak, bitmesin diye ağırdan alarak, bir yandan da acaba?? diyerek okudum. Hemen gelsin, izleyelim!!!!

S&C incisi

11 Haziran 2009 Perşembe


Miranda: Sence de yıllarca Hansel ve Gratel'deki yaşlı cadıya haksızlık yapılmadı mı?
Carrie: Neden??
Miranda: Kadın, yıllardır hayalini kurduğu şeyi, gerçekleştirmiş. Çikolata ve şekerlemeden bir şato yapmış. İki küçük canavar da onu yemeye çalışıyor. Sen olsan ne yapardın?!?

Haayyııırrr!!!!!!!

10 Haziran 2009 Çarşamba


Her 5 kız çocuğundan 4'ünün ilk aşkı olan Erol Evgin!!!!
Yıllardır süren bir şehir efsanesi ve işte hain rüzgarla son bulan hayaller....
Zaten son zamanlarda canımı sıkıyordu.
Gitti, o yapmacık ötesi manken, oyuncu, sunucu kırması, ama aslında hiçbirini de doğru düzgün beceremeyen Pınar Altuğ'la abuk ötesi bir program sunmaya başladı. Sevimsizleştirilmeye çalışılmış bebelere şarkı, türkü, uzun hava söyleterek ekranı saçma sapan bir programla çok lazımmış gibi işgal etti, adını kullandırdı.
Eee, ama Allahın sopası yok..
Tamam bu kadar ağır olmamalıydı cezan ama sen bunu hak ettin Erol Evgin!! :)

Elif Mine mi??????


Çoook mutlu oldum sabah sabah....
Aslında vakit öğleyi buldu. Bugün melek güneş'le uyku düzenimiz fallafoş oldu. Çook erken uyanıp kahvaltıdan sonra tekrar sızmışız koyun koyuna. Dengemiz bozuldu.
Nette ordan oraya dolanırken birden adımı görünce çok güzel bir sitede çook şaşırdım, atladım hemen. Bir de baktım bir küçücük kara kuzu, adaşım, nasıl mutlu oldum seni gördüğüme...Anne ve babanla benimki gibi mutlu, huzurlu bir çocukluk geçir sen de küçük adaşım....

Bir kısacık ömür....

9 Haziran 2009 Salı

Corfu



Bu şarkı, burada dinlenir bir tek...

Emir Kusturica & The No Smoking Orchestra - Corfu

Aaaahh, placebo'm.....


Kaç yıldır dinliyorum ben seni brian molko??
Bak yine geliyormuşsun...

Ben, şahsen, kendim

8 Haziran 2009 Pazartesi


Resmi benim ruh halimi iyi bilen biri yapmış sanırım.
'Dünyanın herhangi bir yerinde mutlu br kız olduğunu düşünerek çiziktirdim.' demiş bir de. :)
Eveeet, işte o benim...
Teşekkür ederim...

Eeee, daha neler!!!!

6 Haziran 2009 Cumartesi


Epilasyonda son nokta!!!!İşin ilginci eylemi gerçekleştiren 27 yaşında. Yani bu işi muhtemelen 2700 kez yapmış olması gerekir ama başedemedi heralde :)
İstenmeyen tüy kızım bu, bu kadar ciddiye alıp savaşa girmeye ne gerek var!! Canından olacakmışsın neredeyse!!!

Anneye 15 dk mola

4 Haziran 2009 Perşembe

Bugün erken başladı bizim için. Böyle olduğunda çok seviyorum. Herşeye, herkese vakit ayırabiliyorum. En önemlisi de kendime. Bugün bunun önemini anladım bir kez daha.
İkinci bebiş, 6. ayını doldurdu bile. Bu ay, son test olan şeker yüklemesi vardı. Sabah çok erken kalkıp, Melek Güneş'i hazırladık, bohçasıyla babanesine bıraktık. Olayı bilenler bilir.
Yarım kavanoz acaip bir tadı olan sıvı içilir, üstelik aç karnına, sabahın köründe. Ardından 1 saat aylak aylak vakit doldurulur. Karın aç, idrar torbası patladı patlayacak :) Kan ve idrar örnekleri alınır. 45 dk sonrasında ise test sonuçları eldedir. Çok şükür ki yine tertemiz, herhangi bir sorun yok. Oğluş da kaykılmış babası gibi, keyif yerinde.
Bunların arasında ne yapsam diye düşünürken, arkadaşım fffyyy'nin, ki kendisi artık Emir Ali'nin annesidir, parfümerisine uğradım. Hastaneye çok yakın ve şansıma bugün Beyu ve Lirene'in cilt bakım ve makyaj günüymüş.





Hemen S.annemi aradım, son durumu öğrendim, kuzumun kahkahasını duydum telde. Ve kendimi cilt bakım uzmanının ellerine bıraktım. Uzun zamandır hiçbir 15 dk beni bu kadar dinlendirip rahatlatmamıştı.
Kendime temizleyici, tonik, peeling aldım. Melek Güneş'e 6. ayını doldurduğunda Bodrum'un beyin delici sıcağından koruması için Coppertone almıştım. Gerçi 12-15 arası çıkarmamaya özen gösteriyorum. Bu krem biraz dokundu sanırım, bir de Güneş'in cildi çok hassas olacak herhalde. Sürdükten bir süre sonra yanaklarında minik noktacıklar oluşuyordu. Lirene'in 50 faktör koruyucusunu deneyeceğiz. Daha iyi gelir umarım. Yoksa bu yaz sonu kuzucuk tam kara kuzu olacak :)
Bu arada ürünlere bayıldım. Daha önce kullandığım kozmetik temizleyicilerden çok farklı tabii ki, cildimin tertemiz ve hafiflemiş olduğunu hissettim. Tavsiye ediyorum cilt konusunda sorun yaşayanlara...

Nazım Hikmet....

3 Haziran 2009 Çarşamba




46. ölüm günü....
Bir insan onu anan son insan öldüğünde ölür aslında...

Herkes gitti, diş geldi...


Bugün İzmir'e döndü annem, babam, abijim.. Zaman yine su gibi aktı. Arada bir de Güllük turu yaptık.
Bu arada Melek Güneş'in bizi haftalardır bekleten dişi parladı geçenlerde. 4-5 gün kesilmeyen ishal, gecede 4-5 kez ağlayarak uyanma, huysuzluk, uykusuzluk....bitti gibi.. Zaten altı üstü 6-7 yıl duracak diş için bu ne işkence :)

Bu arada illustrasyona bayıldımmmm!!!!

Gezelim, tozalım.....

2 Haziran 2009 Salı


Dün öğlene doğru nereye gideceğimizi bilmeden çıktık yola.
Abijim, Yalıkavak'ı görmediği için oraya gittik.
Geçen sene bugünlerde gitmiştik oraya. Atlas Dergisi seçmişti yıllar önce, dünyanın en güzel 10 günbatımından biri diye. Bu sefer yalısını gezdik. Sudan ucuz asma kabaklarını böyle şekillendirip içine minik, renkli lambalar koyup böyle uçuk fiyatlara satıyorlar. Bebeler biraz şekle şemale girince eyp'nin kuzeninden öğrenme planım var benim de..

Yahşice'ye yaz geldi

1 Haziran 2009 Pazartesi


Sonunda bütün işler bitti.
Pazar gününün hakkını verdik, Yahşice'de dinlendik.
Ortakent'te su tabii ki buzzz gibiydi. Ben giremedim denize :( Melek Güneş'in de ayaklarını sokabildik sadece. Zaten deniz havası çarptı kuşumu heralde, 3 saat arralıksız uyudu.
Bu arada canım babam da geldi. Çoooook zenginiz yani :)
Şimdilik bööle işte haberler. Öptüüüükk!!!