Blog Kardeşliği

16 Kasım 2008 Pazar


Kendilerinden izinsiz fotoğrafları kullanılan bebeler sol baştan
1.neva 2.arda 3.tuna 4.ömer yiğit 5.poyraz 6.melek güneş 7.maya 8.efe 9.ceren
Çeşitli denemeler sonucu çoook sevdiğim minacığın resmini ekleyemedim. Şahsından bir kez daha özür diliyorum.




Bu kardeşliği oluşturanların çok minik bir kısmı resimdekiler. Nette varoluş nedenimiz oldukları için bu onlara ithaf edilmiş bir yazıdır. Anneler üstüne alınmasın, hele babalar hiç!! :)
Bu ablalarımız, abilerimiz bizden bir özürü çoktan hakediyorlar.
Çünkü en özel, an mahrem anlarını, an gizli sırlarını, minik kişisel özelliklerini onlardan habersiz ifşa ediyoruz sayfa sayfa. Daha içimize düştükleri ilk andan itibaren sanki bu gayeeet doğal olay sadece bizim başımıza geliyormuş gibi yaşadığımız herşeyi fazlasıyla ciddiye alıyor, ama bizim gibi aynı şeyleri yaşayanlarla karşılaşınca sanal alemde birden 40 yıllık dost oluyoruz. Blog anneleri, henüz anne olmayan en samimi arkadaşlarımızdan bile daha iyi arkadaş oluyor kimi zaman- damdan düşenin halinden damdan düşen anlarmış ya, o hesap.
Dediğim gibi, bu bebeciklerin zaten derdi başını aşmış. Sıcacık, karanlık yuvalarından koparılmışlar. Kimisi yuvadan erken çıkma tehlikesiyle karşılaşmış, kimisi metrelerce kordonla savaşmış. Sonunda bir şekilde, çeşitli yollardan kavuşmuşlar sıcak anne koynuna, güçlü baba kollarına. Ama bu sefer yeni dünyada uğraşmaları gereken daha önemli sorunları çıkmış.
Diplomayı duvara asıp karşısında süt pompalayan yeni annecikler. Yoğun iş temposu, hızlı gençlik günleri bitip de eline gaz damlasını alan taze anneler, dikilmiş buncağızların başına.
Emzir, gazını çıkar, altını al, uyut, sonra yine dön başa!!
Tanışma, alışma, emişme sürecine bir de etraftan gelen 'Sütün mü az acaba?', 'Eee bitti artık gezme tozma, bebek geldi artık!' şeklinde üstünde durunca çoook moral bozucu, takmamayı öğrenince gayet sıradan cümlecikler uçuşmuş etrafta.
Eskiden çook önem verilen cilt bakımı, vücut ölçüleri, son çıkan albümler, kitaplar, tüüüm hobiler kısa bir süre için rafa kaldırılmış, dünyadaki en önemli şey sabaha karşı çıkarılmaya çalışılan bir pırt sesi olmuş. Bu dönemde dinleyebildiğimiz tek şey ise cami hocasından sabah ezanı, sleeperdan 'Daha dün annemizin...' melodisi olmuş.
Bu minik arkadaşlar ise tüm şaşkınlıkları, korkaklıklarıyla bakmışlar objektife her seferinde. Çoook önemli çünkü. Bu fotoğraflar bloga konulacak, yazıya başlık bulunacak, basılıp ananelere, babanelere dağıtılacak ve yıllar sonra yaptığı sıradan bir hareket, albüme bakınca hatırlanacak, arkadaşlarının yanında defalarca bıkmadan anlatılacak, onlar da bizim bir zamanlar yaptığımız gibi, 'Öööf anne ya!!' diyecekler bize.
Çoook yaşasın kuzucuklarımız, nazarlar değmesin, yaptığımız acemilikleri affetsinler. Eee, kolay değil ilk çocuk olmak :)

9 yorum:

Maya ve Elya'nın annesi dedi ki...

:)))
Cok merak ediyorum ben de büyüyünce ve bu blogu okuyunca neler hissedecekler :)
Ve tabi olur da bir 2. bebek olursa ona da yeni bir blog mu acılacak..hani simdikinin adı mayabebek, ikinci olursa onun da adına ayrı bi blog acmak lazım..ay ayyy....daha fol yok yumurta yok, niye boyle garip düşüncelere giriyorsam ben :)
sevgilerrr

Adsız dedi ki...

çok yaşa sen:) ne güzel yazmışsın:)özellikle uzun bir süre tek dinleenen single diyim :) ezan sesi gerçekten:))zamanla herşey daha kolaylaşıyor ve burda yaşadığımız paylaşımların bana ve poyraz a çok faydası oldu.Umarım güzel MG de faydalı oluruz:)

Esin dedi ki...

Ömer yiğit yarın öbür gün büydüğünde eminim , bana herşeyi ifşa ettiğim için çok kızarken ,aynı zamanda bebekken ne yapmışsım diye merakla okuyacak :)

Esin dedi ki...

Bu arada çok güzel bir yazı olmuş,bayıldım....

Burcu dedi ki...

Ellerine sağlık ne güzel, ne doğru şeyler yazmışsın.. Benim hiç bebeklik fotoğrafım yok. İçimde hep uhde kaldı bu, o dönemlerde nerdeeee böyle fotoğraf makinaları, kameralar falan... Oğlum minikliğini hep hatırlasın, bizi onu ne kadar heyecanla beklediğimizi, bir gülüşünün, bir kelimesinin, bir adımının bize ne anlam ifade ettiğini anlasın diye ifşa ediyorum herşeyi... Kızmaz bana ilerde eminim, kardeşi olursa ona da yapacağım ama ayrı bir blogda değil, aynı blogdan devamla...

Hülya Cinsçiçekçi dedi ki...

off süper yazmışsın be elf. hepimiz dediğin gibi diplomalı ev kadını, dahası diplomalı anneler olduk. nice doktordan daha çok faydası oldu bana blog annelerinin. çok orijinal annecikler tanıdım. herbiriyle biraraya gelsem saatlerce bıkmadan çocuklarımızı konuşuruz.
bu arada mina'nın anası PC diil Mac kullanıcısı. ömrü billah uğraşsan kopyalayamazsın o fotocukları :))

Rahsan Collyer dedi ki...

Ay Elf duygulandım bak şimdi. Çok güzel yazmışsın hakaten, dediğin gibi hayattaki tüm öncelikelrimiz nasıl da değişti birden. Ben de bugün onu düşünüyordum Mina'yı ayağımda sallarken, şu halime bak resmen kendimi tamamen kızıma adadım diye. Bundan da gayet mutluyum vallahi:)

Şu blog alemine takılmaya başladığımdan beri ben de çok ama çok şeker annelerle tanıştım, uzaktan da olsa. Yüzlerini hiç görmediğim ya da sadece fotoğraflardan bildiğim, mesajlarıyla bana destek olan, moral veren, tecrübeleriyle yol gösteren o kadar tatlı hatunlar varki burda, hamilelik ve lohusalık gibi zor dönemlerimde nasıl da iyi geldi anlatamam.

Çok öpüyoruz sizi...

Mina affetmiş seni onun fotoğrafı yok orada diye:) Z

KEO dedi ki...

ceren'in fotosunu görünce çok mutlu oldum:)yazını okuyunca da kendimden çok şey buldum:)duyguyla gülümsettin beni sağol...

senem dedi ki...

hahaha, cok guldum cook. :)) hazir neva iki dakika kendince birseylerle oyalaniyorken hizlica yaziyorum. bu arada bir yandan da o cok beklenen pirt pirt sesleri geliyor, ben keyfimden dort kose oluyorum :)))

bu blog bebeklerini ne zaman bir araya getirecegiz? hepsi de birbirinden harika!