Bugün hamaratlığımla kendimi bile şaşırttım. İtiraf ediyorum. Yemek yapmıyorum. Denediğimde güzel şeyler çıkmıyor değil. Ama bizim ev düzenimiz biraz farklı. Şöyle ki;
3. yılımızı doldurduk evliliğimizde.
İlk yaz, eyp tura çıktı.
İlk kış, askere gitti.
5 ay süren askerlik sezon başlarken bitti ve döner dönmez birkaç hafta durup ikinci yazımızda tekrar tura çıktı. 1 hafta, 10 gün şeklinde süren turlar bunlar.
İlk başlarda sezon çok yoğundu. Gece yolcuları indirip eve gelir, sabaha karşı yeni yolcular için marinaya dönmek zorunda kalırdı. Geçen kış ise bizim için harika geçti. eyp,evine ve bana, ben de ona kavuşmuş oldum. Tabii, bu arada bu yoğunluk yüzünden gelişini ertelediğimiz Melek Güneş, geldi kondu yuvamıza.
Tüm bu zaman zarfında ben bazen kendi evimde, ama kesinlikle odamızda değil, oturma odasında caaanım mor kanapemde uyudum. Bazen de alt katımızda yaşayan, tanıştığım ilk günden beri, hiçbir zaman kayınvalide, kayınpeder gibi görmediğim S.annem ve M.babam ile birlikte eyp'nin bekarlık yatağında uyudum- ki bu zamanlar, çoook yağmurlu, şimşekli, elektrik kesintisi ihtimali yüksek olan gecelerdi. S.annem onu tanıdığımdan beri, eyp'nin söylediğine göre ise 30 yıldır :) günde 3 çeşit yemek + kek,poğaça + neeeefisss börekler yapar.
Börek dediysek benim yaptığım yegane börek olan tembel işi sigara böreği değil. Hamurunu kendi açar, otlarını kendi toplar, çökeleği bir akrabamızdan alır, su böreğini yapar, buzluklarımıza atarız :)
Bense yıllarca üni yurtlarında bir tabacık temiz ev yemeğinin hasretiyle yanmış tutuşmuş, vizeden, finalden bir tostla gün geçirmiş, kimi zaman tansiyon düşüklüğünden amfiden ambulansla acile kaldırılmış, evine gittiği tatil günlerinde öğrendiği 2-3 tarifi ders notları arasında kaybetmiş bir kızcağızdım.. Yapabildiğim sınırlı şeyler arasında, nefis türk kahvesi, kekin hemen her türlüsü, değişik salatalar ve temelde bildiğim zeytinyağlı yemekler var. Hal böyle olunca akşamları iniyoruz aşağıya. Hep birlikte nefiss yemekler yiyoruz. eyp de evliliğini akşam yemeği yüzünden ızdırap halinde yaşamıyor, karnı doyuyor adamın. Ben de az ama öz bişeyler yapıp, yeni tarifler öğreniyorum. İzmir'de annemin gününde yaptığım mantar köftesi hala konuşuluyormuş mesela :P
Ama Melek Güneş ek gıdalara geçtiğinden beri durum biraz değişti benim açımdan. Miniğimin yediği, içtiği herşeyi ellerimle yapıp, kendim yedirmek istedim. Başlarda zorlanacağımı düşündüm. Ama miniğim bayıldı yaptıklarıma. Her seferinde tabağın dibini bulduğumuza göre fena değilim bu konuda heralde. Bugünkü menümüz; ıspanaklı, patatesli, pirinçli çorba idi. Bu arada ona yedirdiğim herşeyi ben de tadıyorum, lezzetli olması çok çok önemli. Bugünkü nefisti. Ahan da kanıtı :)
Mutfak günü
7 Nisan 2009 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 yorum:
o diil de sen kalk o kadar pişir, yedir,, velet "i love daddy" önlüğü taksın. olur şey değil. benim tuna'ya "süt annem" yazan inekli bi önlük aldım sırf kendimi daha iyi hissedeyim diye :)))
Anam maşallah bizim prensese. Ablam aman nazar değmesin yaa:D
afiyet olsun yarasın mg me et olsun yedıklerı. kendıne haksızlık etme tadı nefiski mg götürmüş maşallahhh
ay maşallah sana nasıl silip süpürmüş hepsini ye teyzecim ye can boğazdan gelir nehir ablan gibi iştahlı ol emi
sevgiler
Yorum Gönder