Abijim'in ısrarıyla izledim bugün nette.
Israr değil sanki emir. 'Kızım bi film var izliyosun, yarın da bloga koyuyosun ok? Kontrol edicem bak!!'
Neden??
1974'te bir diş hekimi, mesleğinden kazandığı parayla çok düşük bir bütçeyle çekiyor bu filmi. Ama şimdi milyon dolarların uçuştuğu sektörde doğu-batı çatışması, sefalet, iletişimsizlik bu kadar güzel anlatılamıyor. Dolandırılarak İsveç'in göbeğine bir otobüs içinde bırakılan bir avuç garibanın anlatıldığı bir film bu. Film, özellikle İsveç'te ve tüm Avrupa'da çok büyük yankı yapmış, şu ödülleri almış;
1975 Sicilya Taormina Film Festivali
Altin charybe buyuk odulu
1975 Karloyv Vary Festivali
Uluslararasi sanat,edebiyat ve sinema odulu
Dunya sinema kulupleri federasyonu don kişot odulu
1975 Strazbourg uluslararasi insan hakları film festivali ozel odulu
1975 Portekiz santarem festivali
Sinema elestirmenleri ozel odulu -buyuk odulu
Ve ne acıdır ki, kendi vatanında, Türkler'in yemek alışkanlığını yanlış tanıttığı için, işçilerden biri arkadaşları yemek yerken sofradan kalkıp işiyor, yıllarca sansürlenmiş, kendi izleyicisinden mahrum bırakılmış.
Yönetmeni Tunç Okan'ın ilk film, Zülfü Livaneli'nin ilk film müziği çalışması.
Diğer yandan, eleştirilebilecek bazı yanları da var. Çok ütopik, iki taraf epey uçlarda anlatılmış. Ama konuyu dikkat çekici yapan da bu belki de.
Başrollerinde yönetmen Tunç Okan ve Tuncel Kurtiz var. Diğer oyuncular çok çok doğal ama tabi ki kahramanların başına gelen en çarpıcı olayları Tuncel Kurtiz'den başkası bu kadar etkileyici gösteremezdi.
Neyse..
Çok anlattım.. Çok kısa bir film. 75 dk.nız varsa gün içinde mutlaka izleyin. Etkisi 75 saat sürse de...
Bu 'Otobüs' beni çarptı
24 Mart 2009 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
Gerçekten çoo..ookkkk güzel bir film.
Bu arada sobelendin "en sevdiğin 5 film" :D öptüm senii
Yorum Gönder