Hulya'nın sobesiyle uyandım bugün :)
Sobe konusu, bebelerimizin bize ve yapım ortağımız eşlerimize benzer yönleri. Bizimki tam bir ortaya karışık durumu.
Şöyle ki;
- Uykusunun sertliği aynı babası. Benim uyumam için başımı yastığa koymama bile gerek yok. Yurttayken nasıl böyle rahat uyuyabildiğimi soran arkadaşıma, 'Ahan da böyle.' diyerek sırtımı dönmüş ve yarım saat kestirmişliğim var. Yer, zaman, ruhsal durum farketmez sandalyenin tepesinde bile uyurum. Gel gör ki, Melek Güneş'im için, özellikle diş sancısı çektiği şu günlerde uykuya dalmak işkence halini aldı. Kafası bozuksa sabahı sabah eden babası gibi, gazı, sancısı varsa gözünü yummaz.
- Uyku halinin tek benzer yönüyse araba. Ünideyken özellikle cam kenarı alırdım bileti. Muğla garajında çantamı koltuğumun altına kıstırır, gözümü yumar, Söke garajında hafif aralar, İzmir Şehirlerarası Terminali yazısını görmeden açmazdım. Güneş de arabasında hemen boynunu büker, uyku moduna geçer.
- İlk defa gördüğü insanlara karşı genelde temkinli. Bu da ikimize de çekmiş sanırım. Hemen boynuna atlamıyor kimsenin. Koltuğumun altına gizlenip gözlemliyor, yüzleri tek tek inceliyor, gözüne kestirdiğine gidiyor.
- Cildi babası gibi hassas olabilir. Yediklerinden, güneşten, havadan hemen etkileniyor. Bahar geldi, polen işi canımızı sıkmaz umarım.
- Canı öyle çok kıymetli değil, acıya dayanıklı. Bu da babasına benziyor. Ağrıdan ölse de off demeyen babası gibi aşı olurken saniyelik tepkiler gösteriyor, dikkatini hemen başka şeylere çekiyor.
- Misafiri pek sevmiyor. Kesinlikle dayısı :) Eve gelen komşu teyzelere, 'Bugün Kara Şimşek Günü, neden geldiniz!!' diye bağırırdı. Eskiden tek kanal vardı biliyorsunuz ve her gün bir dizi ya da çizgi film olurdu. Öyle hepsini bir güne yığıp boşa harcamak yoktu. Bizim için günler Kara Şimşek günü, Bizimkiler günü şeklinde adlandırılırdı. En son saydığımda Digiturk'te sadece 9 tane çizgi film kanalı vardı. Bebeğimi onlardan korumam lazım, beynini ele geçirebilir aptal ördekler,zıplayan maymunlar. Bir kere açtım da Baby Tv'yi çocuğum kitlendi resmen ekrana, ne sesimi duydu, ne tepki verdi.
Her neyse bizimki de gece uykusuna dalmak için evdeki misafirin dağılıp, evde sadece anne-baba sesinin olmasını bekliyor sanırım. Biz salonda otururken onu odada uykuya daldırmak imkansız. Bi de giderken arkalarından gülüyor, Hadi bakalım herkes evine paşa paşa.. :)
- Dudağındaki ben anneannesinden hatıra. Aynısından onda var.
- Anne ve babası gibi biraz sokakçı. Hatta epey.. Hava güzelken içeri sokmak çok zor. Arabasına yayılıp bahçe aralarında dolaşmaya, kuş seslerinin nerden geldiğini aramaya bayılıyor. Bu yaz arabası hurdaya çıkabilir. Zaten şu ikiz arabalarından almayı düşünüyorduk :)
- Bana benzeyen bir başka özelliği ise çoook konuşuyor olması. Sabah kalktığında sanki rüyalarını anlatıyor. 10 dk kadar aralıksız tuhaf sesler çıkarıyor, sesini inceltip kalınlaştırıyor, mimik kullanıyor. Bu yaz konuşturabilirim sanırım :)
Şimdilik aklıma gelenler bunlar..
Ben de minik Arda'yı,
sobeleyip öpüyor ve kaçıyorum...
Ortaya karışık Melek Güneş
31 Mart 2009 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
ama ben yanaklarına bayıldım,onlar kimseye benzemiyor sanırım:))
Evet elifcim,
Yanaklar orjinal :)
Çok daha güzel resimleri var ama annem kızıyor nazar değer diye, izin vermiyor yayınlamaya :)
Yorum Gönder